Bugün yazarlık konusunda level atlayan veya atlamak
isteyenlere özel bir seçenek olan “Guru
Yazarlık” konusunu sizlere taşımak
istedim. Bazılarınız ilk defa duyuyordur, bazılarının az buçuk fikri vardır
konu hakkında öyle değil mi? Sizler de başlığı görür görmez heyecanlananlardan
mısınız? Yazarlık konusunda kendinizi nerelerde görüyorsunuz? Yazar denince
“author” mu yoksa “writer” olarak mı nitelendiriyorsunuz kendinizi?
Hedefleriniz neler? Ben şimdilik guru yazarlık konusunda kafanızdaki (varsa)
soru işaretlerini gidermek istiyorum. Bu yüzden makalemi adım adım okumanızı
tavsiye ediyorum.
Yazarlık Hakkında
Kendimi hep yazarken buldum. Sanırım ilkokul ikiydi. Ama
içten gelen samimiyetle bir yerlere kadar gelebildim. Ayrıca hiçbir iddiam
olmadığı hâlde ilk içeriklerimin (2012 yılından itibaren) guru yazarlığa tam
da uyan içerikler olduğunu da sonradan fark ettim. Çünkü tek amacım en doğru ve
güvenilir bilgiyi vermekti. Yazarlığa kendi eğitim alanıma uygun olan konularda
başladım. Fakat sonradan çalışmaya başladığım içerik ajanslarının -her ne kadar
olumlu yorumlar alsam da- aradıklarının çok kaliteli yazılar değil de “bol
içerik” olduğunu gördüm. Durumu fark ettikten sonra "Ben de onlar
gibi olacağım" desem de çok çabuk adapte olamadım. Çünkü yaptığım iş
benim imzamı taşıyordu. Talep ne olursa olsun en iyisini yapmam gerekiyordu. Bu işleyiş beni gittikçe zorlarken sosyal hayattan da yavaş yavaş çekildiğimi fark
ettim ki içerik yazarlarının en önemli sorunudur. Aslında normalde de çok
sosyal bir hayatım yoktu, köyümde bahçeme çıkmanın dışında. Benim durumum
günlerce odadan çıkmamaya kadar gidince limitimi düşürme kararı alıyor fakat ay
sonunda buna pişman oluyordum.
Günlük 10 bin, 15 bin yazan kişileri anlayabiliyorum. Benim
de limitim buralarda geziniyor. Fakat bu durum biraz da yazdığınız konuyla
ilgili oluyor. Sürekli anahtar kelime ağırlıklı yazıyorsanız rahat 15 bin yazarsınız.
Ama uzmanlık ve detay gerektiren konularda 15 bin yazıyorsanız dönüp
yazdıklarınızı baştan okumanız gerekiyor. Herhangi bir uzmanın kendi alanında
seçtiği bir konuyla ilgili kafadaki tüm soru işaretlerini giderecek bir yazı
yazması dolu dolu bir gününü alabilir hatta bu süreyi geçebilir. İşte bu yüzden
web siteleri içi boş makalelerin çöplüğü hâline gelmiş durumda. Artık insanlar
bir siteyi açtığında o konuyla ilgili detaylı tüm bilgileri görmek istiyor.
Fakat içerikler tam tersini yapıyor. Kimi içerikleri okuduğunuzda göreceksiniz.
Sorunuza 1 cümleyle yanıt verdikten sonra 300 kelime, 5000 kelime (her neyse)
doldurmaya çalışıyor. Düşünelim isterseniz. Yüzlerce içerik yazarı her gün
içerik üretiyor. Onlarca içerik ajansı her gün bu içeriklerin teslimini
yapıyor. Sizce de hamallık değil mi? Bence de öyle. Arz talep meselesi de
önemli tabi. Biraz da firma olarak “Biz, şu kalitede içerik üretiyoruz. Her
yazara uzmanlık veriyoruz. Yazarlarımıza da bu konuda hakkını veriyoruz. Sizden
de verdiğimiz emeğin karşılığını haklı olarak almak istiyoruz" diyecek bir duruş
lazım. Ama ben o konulara girmiyorum. Arz talep neyse ona göre davranabilirler.
Guru Yazar Olmak
Nedir?
İçerik yazarlığına başladığınızda karşınıza yazar statüleri
çıkacaktır. Standart yazar, gümüş yazar
ve gold yazar bir sitenin
kategorileri olabilir. Başka bir sitede standart
yazar, uzman yazar ve elit yazar
şeklinde bir kategorizasyon ile karşılaşabilirsiniz. Bunlar tamamen sitelerin
özel tercihleridir. Fakat bir de bunların da ötesinde yer alan “guru yazarlık” teriminden söz
edebiliriz. Benim de zaman zaman aynı kategoride yazılarım bulunuyor. Guru yazar kimdir?
Guru yazar; kendi
uzmanlık alanında ve eğitim gördüğü branşta yazılar hazırlayan kişidir. Fakat
bu kadarla da sınırlı kalmıyor. Yazısını okuyucuyu etkileyecek şekilde doğru
cümle kalıpları ve gerçekçi tasvirlerle süsleyen, spesifik detaylara yer veren
kişidir. Bu bakımdan “guru yazar” günlük
10 bin, 15 bin yazmayan kişidir. Hâliyle özel taleplere göre içerikler
hazırlar. Öyle her yazıyı guru statüsünde hazırlarsa batar zaten. En başta da
belirttiğim gibi arz talep meselesine göre içerik hazırlarsanız sizler de
yıpranmamış olursunuz. Benim için bu duruma alışmak çok zor olsa da bir şekilde
sektörün bir yerlerinde debelenmeye devam ediyorum. Bu arada diğer bloğumda
kullandığım #yazargibiyim nickini #köylüyazar olarak değiştirmek konusunda
kafama fikirler çakıyor. Sanırım bu konudaki kaderimi değiştiremiyorum. ☹ Yazarken seyahat etmek insana
çok şey katıyor. O günleri özlüyor ve oksijen kıtlığını –çok şükür ki-
bahçemizdeki ağaçlardan gidermeye çalışıyorum. Bol yazılı ve kaliteli günler
dilerim. 😊
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder