23 Şubat 2018 Cuma

Doğal Saç Boyası Yapımı

dogal sac boyasi
Dogal Sac Boyasi Tarifi

Hanımların bakım ve güzellik konularına ne kadar ilgili olduğu tartışmaya kapalıdır. Bakımlı ve güzel görünmek uğruna girilen türlü yollardan hüsranla dönmemek için sağlıklı ürün kullanımını içselleştirmek gerekir. Kullanılan malzemelerin kalite ve sağlık açısından ne derece geçerli olduğunun araştırmasını yapıyor muyuz? 

Belki bir alternatif bulamadığımızdan bu kadar umursamaz davranıyoruzdur. Sağlığımızı tehlikeye atacak ürünleri hiç düşünmeden saçlarımıza uyguluyor bir de üstüne bu kimyasalı teneffüs ediyoruz. Peki neden? Daha mükemmel renkler için mi? Daha havalı görünmek için mi? İstesek deneme yanılma yöntemiyle kendi saç rengimizi doğal yolla bulabileceğimizi biliyor muyuz? Üstelik hazır saç boyalarını tercih ettiğimizde bile istediğimiz renge hemen kavuşamıyoruz. Yalnızca kuaför ortamında anında sonuç almanız mümkündür ki o da ağır kimyasallarla sağlanır. Bu da saçlarımızın yıpranmasına bazen de yanmasına neden olur.

 Kendi saç boyamızı kendimiz yapsak ve içine yalnızca doğal ürünler kullansak bir süre sonra alışkanlık hâline gelecektir.


Doğal Saç Boyası Tarifi
Siz de evinizde doğal saç boyası yapmak istiyorsanız malzemeleri söyleyelim. 

  • 2 su bardağı kına
  • ü yarım çay bardağı kuru çay
  • ü yarım çay bardağı Türk kahvesi
  • ü bir tutam karanfil
  • ü bir tutam tuz
  • ü isot ya da acı pul biberden bir tutam
  • ü soğal kabuğu
  • ü nar kabuğu
  • ü ceviz kabuğu
  • ü 1 çay kaşığı zeytinyağı
  • ü 1 çay kaşığı tarçın
  • ü 1 çay kaşığı zencefil
  • ü limon rendesi
Malzemelerimiz yukarıdaki gibidir. Gördüğünüz gibi her evde bulabileceğiniz ve gayet ucuz malzemeler. Doğal saç boyası için yukarıdaki doğal gıdaların tümünü kullanabileceğiniz gibi bir kısmını kullanmamayı da tercih edebilirsiniz. Saydığımız malzemeleri olduğu gibi kullanırsanız sürpriz bir renge hazır olabilirsiniz. Doğal yollarla bulduğunuz bu rengi belki çok seveceksiniz. Ama aradığınız bir renk varsa size bu malzemelerin anlamları konusunda da bilgi verelim. 

Türk kahvesini ne kadar çok koyarsanız saçlarınız o kadar kahve olur. Ama çok abartmamaya dikkat edin. 1 bardak kullanabilirsiniz. Yine çay ve kahveyi orantılı kullanmak da mantıklıdır. Soğan kabuğu ve nar kabuğu gibi ya da kırmızı renkli ve boyası çıkabilen bitkiler kızıl renk için gereklidir. Kahve istiyorsanız bunları kullanmamalısınız. Bakır rengi için bütün bu malzemelerin içinde zencefil bulunmalıdır. Bakır düşünmeyenler zencefili listeden çıkartabilir. Gördüğünüz gibi ana renkleri yakalamak için birkaç noktaya dikkat etmek gerekiyor.


Yukarıdaki malzemelerden kına dışındakilerin hepsini bir cezve ya da çaydanlık gibi bir kapta kaynatın. Sonra karışımın suyunu süzerek ılımaya bırakın. Ilık duruma gelen karışımı kına ile karıştırın. Ve sonunda doğal saç boyanız hazır. Artık kendi yöntemlerinizle saçınıza uygulamaya başlayabilirsiniz. Uzmanlar en az 4 ya da 5 saat kınanın saçınızda kalmasını öneriyor. Sonra da duru ılık suyla şampuansız yıkayın ki kına özleri saçlarınızı beslesin. Ertesi gün ise saçınızı şampuan ile yıkayabilirsiniz.

Kına ile doğal saç boyası yapmanın saçınıza pek çok faydası bulunuyor. Her şeyden önce saçı besliyor ve doğal bir parlaklık veriyor. Saçların daha gür çıkması ve uzaması konusunda size yardımcı oluyor. Kırılan saçlara ve saç köklerinin canlanmasına büyük katkı sağlıyor. Bu yöntemle bilindik saç sorunlarına toplu olarak çözüm bulmanız mümkündür. Yöntem kendi içinde hem bir saç maskesi hem de doğal bir boya özelliği taşır. Siz de kendi saç renginize uygun malzemeler ile kendi boyanızı yapmaya başlayabilirsiniz.

NOT: Bu karışıma bir de adaçayı eklerseniz saç boyanızı sabitlemiş olursunuz. Daha etkili sonuç alabilirsiniz.

Cilt Lekelerine Etkili Çözümler

cilt lekeleri icin maske
Cilt Lekelerine Sirkeli Cözüm

Cilt bakımı denince akla farklı cilt sorunları ve günlük rutinler geliyor. Herhangi bir cilt sorununuz olmasa bile cilt bakımı yapmak bakımlı bir görünüm için gereklidir. Problemli ciltler için özel ürünler kullanma ihtiyacı duyarsınız. Hatta üst üste kullandığınız kimyasal ürünler sizi rahatsız ettikçe doğal yollara başvurmak istersiniz. Size bu yazıda cildinizde oluşan lekeler için doğal ve kolay çözüm yolları önereceğiz.
Cllt Lekelerine Basit Ama Etkili Çözümler
Kadınların günlük cilt bakım rutinleri oldukça uzun sürer. Sabah kalkıp cildin uygun ürünle yıkanması, peeling yapılması ve üstüne tonik çekilmesi... Son olarak da cildin yapısına uygun krem kullanılması ile sabah bakımı tamamlanır. İsteğe göre makyaj da yapıldığından bu işler kadınların oldukça vaktini alır. Durum böyle olunca basit ama etkili çözüm arayışına girilir.
Sirke ile Bakım Yapmak: Cilt lekeleriniz için belki de en etkili yöntemlerin başında sirke gelir. Peki, ama bu sirkeyi nasıl kullanacaksınız? Öncelikle herkesin cildi farklıdır. Teniniz üzerinde önceden ufak bir deneme yapabilirsiniz. Bu yöntemin benzerlerini çok sayıda kadın kullanıyor. Siz de kendinize uygunluğunu test ederek kullanmaya başlayabilirsiniz. Uygulama için aynı miktarda sirke ile aynı miktarda suyu karıştırmanız gerekir. Yani 1 kaşık sirke koyduysanız 1 kaşık da su koyarak karıştırmanız gerekiyor. Su sirkenin incelmesini sağlıyor. Böylece daha az yakıyor ve rahat bir kullanım sağlıyor. Cildinizin durumuna göre daha az sirke kullanmayı da tercih edebilirsiniz. Hazırladığınız karışımı cildinize bir pamuk yardımıyla sürmelisiniz. Dilerseniz kuruyunca yıkayabilirsiniz. Ama sirke ve su karışımını cildinize uyguladıktan sonra güneşe çıkmaktan sakınmalısınız. Çünkü bu şekilde güneşe çıkmak lekeleri arttırabiliyor. Mümkünse dışarı çıkmadığınızda ya da akşam saatlerinde denemelisiniz.
Hindistan Cevizi Yağı: Hindistan cevizi yağı kozmetik sektöründe en çok kullanılan yağlardan biridir. Aynı şekilde cilt bakım ürünlerinde de karşımıza çıkıyor. Ya da biz onu en doğal hâliyle kendimiz doğrudan cildimize uygulayabiliyoruz. Cilt lekelerine iyi geldiği söylenen Hindistan cevizi yağını doğrudan ya da su ile incelterek bir pamuk yardımıyla pomat yaparak cildinize uygulayabilirsiniz. Bunu yaptığınızda da aynı şekilde sirkede olduğu gibi dışarı çıkmaktan kaçınmalısınız. Daha doğrusu hindistan cevizi yağı sürdüğünüzde cildiniz güneş ile temas etmemelidir. Tamamen temizlemeden dışarı çıkmak yok.
Kuru Maya Maskesi: Maya maskeleri cilt bakımında en favori ürünler arasında yer alır. Kuru maya maskesi özellikle ciltte oluşan güneş ya da sivilce lekelerine karşı etkilidir. Siz de cilt lekelerinizi açmak ya da tamamen kaybolması için bir yöntem bulmak istiyorsanız kuru maya maskesini deneyebilirsiniz. Maya maskesi için 1 kaşık kuru maya ve onu macun kıvamına getirecek kadar su koymalısınız. Su miktarı 1 kaşık da olabilir. Daha az da olabilir. Daha çok da olabilir. Kıvama gelecek şekilde su koymak size kalmış. Oluşan maskeyi cildinize sürün ve kuruyana kadar bekleyin. Çatır çatır kurumasını beklemenize gerek yok çünkü çok beklediğinde cildiniz tahriş olacaktır. Yaklaşık 10-15 dakika beklemeniz yeterlidir.

Yukarıdaki yöntemler cilt lekelerini açmak için kullanabileceğiniz en doğal yöntemlerdir. Ama cildinizin herhangi bir özel sorunu olmamasına dikkat edin. Çünkü her cilt tipi ve cilt sorunu farklıdır. Kullandığınız ürünlerin faydasını görmek için cildinizin hassasiyetlerini bilmeniz gerekir.

Kırışıklık ve Torbalar İçin Harika Yöntemler

Doğal cilt bakim yöntemleri
Dogal Cilt Bakim Yöntemleri

Cilt bakımı ve göz altlarının bakımı yaşlanmayı geciktirmek ve daha sağlıklı bir cilde sahip olmak için önemlidir. Herkesin cilt tipi farklıdır ve cilt tiplerine uygun olarak farklı sorunlar görülmektedir. Kuru ciltler daha erken yıpranıp kırışmaya meyilli hâle gelebiliyor. Yağlı ciltler siyah nokta ve sivilce oluşumu konusunda daha çok sorun çıkarıyor. Bu nedenle herkes cilt tipine uygun maske ve bakım ürünlerini düzenli olarak kullanmaya dikkat etmelidir. Bunun dışında yaşanan cilt sorunları için ilave yöntemler de kullanmamız gerekebilir. Cilt sorunlarından en önemlileri göz altı kırışıklığı ve torbalarıdır. Şimdi konumuz olan bu sorunlardan nasıl kurtulabileceğimize bakalım.
Salatalık Maskesi ile Göz Altı Bakımı
Göz altı kırışıklığı bazı kişilerde erken yaşlarda başlarken bazılarında daha geç görülmektedir. Ama her şekilde zamanla göz altları kırışacaktır. bunun için doğal yöntemler ya da kozmetik ürünler kullanabilirsiniz. Kimi kadınlar kimyasal ürün kullanmayı tercih etmez. Organik ürünler de çok yüksek fiyatlarla satıldığından başka yollar aranmaktadır. Bu konuda ilk akla gelen de evde yapılan maskelerdir. Özellikle her evde bulunan ürünlerle pürüzsüz ve genç bir cilde kısa sürede sahip olabilirsiniz. İşte maske için gerekli olanlar:
ü 1 adet salatalık
ü 1 yemek kaşığı zeytinyağı ya da süt
ü Buz (küp şeklinde buzdolabında hazırlanabilir)
ilk olarak 1 adet salatalığın kabuklarını soyun ve kabuklar bir kenarda dursun. Soyduğunuz salatalığı rendeleyerek bir  kenara koyun. Salatalığın içine cildiniz kuru ise süt ya da zeytinyağı koyun. Bunları karıştırıp kırışıklık olan bölgeye koyarak bekletin. Yaklaşık 15 dakika sonra işlemi sonlandırabilirsiniz. Ardından salatalık kalıntılarını cildinizden temizleyip üzerinde buz gezdirebilirsiniz. Birkaç saniye bu işlemi yaptıktan sonra cildinizi durulayabilirsiniz. Dilediğiniz zaman salatalık kabuklarını cildinize bakım amaçlı kullanabilirsiniz.
Pirinç Suyu Maskesi
Pirinç suyu cilt bakımı için son derece önemli bir etkendir. Bu nedenle ıslattığınız pirinçlerin suyunu atmadan pürüzsüz bir cilt i için kullanabilirsiniz. Ya da özel olarak cildiniz için pirinç suyu hazırlayabilirsiniz. İşte malzemeler:
ü 1 yemek kaşığı pirinç
ü Örtecek kadar su
1 yemek kaşığı ya da ihtiyacınıza göre arttırdığınız pirinci bir bardağa koyun ve içine suyu ekleyin. İster bekleterek suyun beyazlamasını sağlayın isterseniz kaşıkla karıştırmayı deneyin. Pirinç taneleri sayesinde beyazlaşan suyu bir kaşığa ya da kaba alın ve göz altlarınıza sürmeye başlayın. Yine bu maskeyi de 10, 15 dakika kadar bekleterek durulayabilirsiniz. Bu yöntemle göz altı torbalarınıza çözüm bulmuş olacaksınız. Pirinç suyu maskesinden sonra yine buz gezindirebilirsiniz. Çünkü buz, kırışıklık gidermede önemli bir etkendir.

Bütün bu önerilerin yanında günlük bakımınızı aksatmadan düzenli olarak yapmalısınız.

DOĞAL CİLT BAKIM YÖNTEMLERi

cilt bakim yöntemleri
Cilt Bakim Yöntemleri

Cilt bakımı bayanların en çok üzerinde durduğu konulardandır. Kadın erkek herkesin cildine gereken bakımı yapması gerekse de bu konuda bayanların çabası tartışılmayacak boyutta görünüyor. Ama kimi bayanlar vardır ki karmaşık cilt maskeleriyle uğraşmak istemezler. Hem ciltleri pırıl pırıl ve bakımlı olsun hem de bunu zahmetsizce başarmak mümkün olsun isterler. Az çabayla önemli sonuçlar almak için sizlere pratik ve kolay cilt bakım önerileri hazırladık. Bu öneriler sayesinde evinizde bulunan ve son derece ucuz malzemelerle cildinizin bakımını gerçekleştirebilirsiniz.
Kahve İle Cilt Bakımı
Türk kahvesi hemen her evde bulunan bir kahve çeşididir. Her gün güne başlarken ya da gün ortasında kahve içeriz. İşte içilen bu kahvelerin telvesiyle cildinize bakım yapabilirsiniz. Kahvenizi tükettikten sonra dibindeki telveyi dökmek yerine yüzünüze hafifçe masaj yaparak sürmeyi deneyin. Yaptığınız hafif masaj ve dokunuşlar peeling etkisi yaratacaktır. 10 dakika sonra cildinizi önce ılık suyla sonra da soğuk suyla yıkayabilirsiniz. Kahve hem cildinizi temizler hem de sıkılaştırır ve parlatır. Yıkadıktan sonra göreceksiniz ki cildiniz temizlenmiş ve kadifemsi bir görünüme kavuşmuş olacaktır.
Kahvenin sadece telvesini değil bununla birlikte kendisini de cildinize uygulayabilirsiniz. Önce bir pamuğu kahveye batırın sonra da onu yüzünüze sürün. Yüzünüzde 10, 15 dakika kadar beklettikten sonra da cildinizi ılık suyla temizleyin.
Doğal Tonikler
Tonik kullanmak cilt bakımının en önemli parçasıdır. Cilt bakımını toniklerle tamamlamanız gerekir. Yoksa temizlenen gözeneklerinizde daha fazla yağ ve kir birikir. Bu da yaptığınız temizlik çalışmalarını boşa giderir. Bu nedenle cildinizi temizledikten sonra mutlaka tonik kullanmalısınız. Bu konuda ekonomik ürünler seçmek isterseniz doğal tonik amaçlı malzemeler kullanabilirsiniz. Gül suyu ve maden suyu bu konuda size yardımcı olacaktır. Tercihinizi gül suyundan yana yapacaksanız bilmeniz gereken bu ürünün %100 doğal olması gerektiğidir. Gül suyu dışında maden suyunu da tercih edebilirsiniz. Maden suyuyla ve pamukla cildinize pomat yaptığınızda ne kadar da canlandığını göreceksiniz. Aynı zamanda gözenekleri sıkılaştırmada yardımcı olacaktır.

Yukarıdaki cilt bakım önerileri son derece kolay ve uygulanabilir niteliktedir. Siz de evlerinizde bulunan malzemelerle cildinize kolayca ve ekonomik olarak bakım yapabilirsiniz.

Kırışıklıklarınız için Doğal Maskeler

 
yas maya maskesi
Maya Maskesi Tarifi
Kadınların kendine göre haftalık ya da 15 günlük maske uygulamaları mevcuttur. Bu uygulamaların sıklığı ya da çeşidi cilt tipine göre değişmektedir. Yağlı, kuru ve karma ciltler için farklı uygulamalar söz konusudur. Aynı şekilde cilt tipi aynı olsa da her maske herkese iyi gelmiyor. Bu nedenle herkes kendine iyi gelen maskeyi zaman içinde deneyerek buluyor. Onlarca maske tarifi arasından sizlere en kolay ve en etkilisinin yani maya maskesinin uygulama aşamalarını verelim.
Maya Maskesi Uygulama Aşamaları
Maya maskesini keşfeden pek çok kadın artık ondan vazgeçemiyor. Canlı organizmalardan oluşan mayanın cilt yüzeyinde yaptığı işlemler kadınları heyecanlandırıyor ve vazgeçilmez oluyor. Bu nedenle cildinizin ihtiyacına göre siz de haftada bir ya da 15 günde bir uygulama yapabilir ve farkı görebilirsiniz. Öncelikle yaş maya mı yoksa kuru maya mı kullanacağınıza karar vermelisiniz. Çünkü her ikisinin de ortak özellikleri bulunsa da bazı ayrıntılarla birbirinden bu iki maskeyi ayırıyoruz.
Cilt Lekeleri İçin Kuru Maya Maskesi
Cilt lekelerinden tüm bayanlar hayatının herhangi bir noktasında şikâyetçi olabiliyor. Özellikle açık tenliler güneşe çıkamıyor ve oluşan lekeleri azaltmakta zorlanıyor. Durum böyle olunca daha hassas davranmaları gerekebilir. Ayrıca kendilerini güneşten azami oranda korumaları da gerekir. Peki, oluşan mevcut lekeler nasıl giderilecek? Bunun için kuru maya maskesini kullanabilirsiniz. Çünkü yaş mayanın sağladığı faydaları sağlamakla birlikte artı olarak ciltteki lekeleri de azaltmaktadır. Siz de kendinize göre bir rutin ayarlayarak bu, yapımı son derece kolay olan maskeyi deneyebilirsiniz.
İşte kullanacağınız malzemeler:
ü 1 yemek kaşığı kuru maya
ü 1 yemek kaşığı su
Yukarıda gördüğünüz gibi maskemiz son derece kolay. Tek yapmanız gereken 1 kaşık kuru maya ile suyu karıştırmaktır. Suyun miktarına gelince... Suyu 1 kaşık olarak versek de siz onu kendiniz ayarlayabilirsiniz… Yani 1 kaşık kuru maya için onu macun kıvamına getirecek kadar su koyabilirsiniz. Tam kıvama gelen maya maskesini yüzünüze sürdükten sonra kuruyana kadar bekleyin. Maskenin yüzünüzde kuruduğunu göreceksiniz. Kuruyunca onu önce ılık suyla kolayca temizleyin. Sonra da soğuk suyla yıkayın. Yani normal çeşme suyundan bahsediyoruz. Çok kurutursanız yüzünüz gerilebilir ve rahatsız edebilir. Bu nedenle kurumaya başlayan maskenin az da olsa henüz ıslak kısımları varken yıkarsanız daha kolay temizleyebilirsiniz.
Yaş Maya Maskesiyle Kırışıklıklarınızı Yok Edin
Kuru maya gibi yaş maya da son derece yaygın bir maske hâline geldi. Bu maskeyi yüzünüzde oluşan kırışıklıkları azaltmak için tercih edebilirsiniz. Kullanacağınız malzemeler:
ü 1 paket yaş maya
ü su
Marketlerde yaş mayalar tekli olarak satılıyor. Küçük kare şeklindeki bu mayaların dilerseniz yarısını kullanabilirsiniz. Tıpkı kuru maya maskesinde olduğu gibi onu macun kıvamına getirecek kadar su kullanarak işleminizi tamamlayabilirsiniz. Maskeyi yüzünüze sürüp 10, 15 dakika kadar bekletin ve sonrasında yine ılık su ile durulayın. Yine en son soğuk su geçebilirsiniz. Bu su normal çeşme suyu olabilir.
Siz de yukarıdaki maya maskeleri ile cilt sorunlarına çözüm bulabilirsiniz.


Seo'lu Makale Nasıl Yazılır?

özgün icerik
Seolu Makale Yazımı

Son yıllarda içerik yazarlığı web siteleri için oldukça önemli bir hâl almaya başladı. Önceleri benzer sitelerden kopyala ve yapıştır yöntemleri tercih ediliyorken artık böyle durumlarda google size eksi veriyor. Kopya yüzünden spam yiyebiliyorsunuz. Bir web sitesi ya da blog için ne kadar emek harcarsanız ve ne kadar özgün çalışmalar hazırlarsanız üst sıralara taşınmanız o kadar kolay oluyor. Şimdi "Bir site içeriği için hangi seo kuralları uygulanmalı?" sorusu üzerinden konumuza açıklık getirelim.
Seo'lu Makale Yazımı
Seo kurallarına uygun makale yazmak için neler yapmanız gerektiğine değinmeden önce "SEO" kelimesinin açılımına bakalım. SEO; search engine optimization demektir. Yani arama motoru optimizasyonu anlamına gelen bir ifadedir. Seo kurallarını uyguladığınızda arama motorları sitenizi daha üst sıralara taşıyacaktır.

Özgün Makale: Seo kurallarına uygun bir içerik hazırlamak istiyorsanız yazdığınız makalede alıntı bir cümle olmamalıdır. Bütün içerik yüzde yüz özgün olarak hazırlanmalıdır. Hazırlanan makaleler ücretli veya ücretsiz testlerle kopya testlerinden geçirilebilir. Yazdığınız makaleler yalnızca google üzerinde değil kendi makalelerinizden de kopya edilmiş olmamalıdır. Buna makale içi kopya diyoruz.
İnternet siteleri için özgün makale hazırlamak büyük önem taşıyor. Özgün ve akıcı bir içerik ziyaretçilerin ilgisini çekebilir ve sitenizde daha çok kalmak isteyebilirler. Google da bu durumu göz ardı etmez ve sitenizi daha üst sıralara taşımada önemli bir etken olur.
Kelime Sayısı: Seo kurallarına uygun bir makale hazırlamak istiyorsanız hazırladığınız içerik en az 300 kelime olmalıdır. Hatta 500 kelime civarında hazırlanan kaliteli yazılar ziyaretçiler için tercih sebebidir. Bu da siteniz için artı bir durum olacaktır. Ama en ideali 1000 kelimedir.

Anahtar Kelimeler: İnsanlar arama motorları yoluyla ulaşmak istediği bilgi için bazı anahtar kelimeler kullanır. Örnek vermek gerekirse; baş ağrısı çeken biri google arama motoru üzerinden "Baş ağrısına iyi gelen bitkiler" diye bir arama yapabilir. Bu bir anahtar kelimedir. Anahtar kelime tek kelimeden ya da bir kelime grubundan oluşabilir. Bunu en doğru şekilde google tamamlayıcı özelliği ile de bulabilirsiniz. Yazacağınız konu ile ilgili doğru anahtar kelimeleri google üzerinden arama yaparak bulabilirsiniz.
Başlık Seçimi ve Kullanımı: Başlık da yazınız kadar önem taşımaktadır. Seçtiğiniz başlık konu ile ilgili olmalıdır. Anahtar kelimeye benzemeli ya da anahtar kelimenin kendisi de olabilir. Ayrıca başlıklar için H1, H2 gibi stilleri kullanmak da SEO açısından işinize yarayabilir.
Fotoğraf ve Video Eklemek: Hazırladığınız içerikle ilgili fotoğraf ya da video eklemek ziyaretçilerin ilgisini çekecektir. Ayrıca eklediğiniz resimlerin altına anahtar kelimeye benzer ya da başlıkla alakalı en fazla 3 kelime olacak şekilde metin girerseniz SEO konusunda önemli bir maddeyi daha yerine getirmiş sayılırsınız.
Bütün bu bilgiler hazırladığınız içeriklerin daha çok ziyaretçi çekmesi ve google tarafından puan verilmesi açısından önemlidir.



İnstagram'da Takipçi Arttırmanın Yolları

instagram takipçi arttırma yöntemleri
İnstagramda Takipçi Arttırma

Sosyal medya kullanıcılarının sayısı gün geçtikçe artıyor. İnstagram başta olmak üzere insanlar çeşitli ağlarda varlık göstermek istiyor. Mutlu ya da önemli anlarını sevdikleriyle paylaşmak için bir sosyal medya hesabı açanların yanında yaptığı işi sergilemek için de hesap açma düşüncesi olanlarla karşılıyoruz. Tabi bir de fenomen olmak gibi bir kaygı da oluşabiliyor. Sosyal medya fenomeni dediğimiz kişilerin bu hesaplar üzerinden tanınarak daha çok kişiye ulaştıklarını görüyoruz. Peki, nasıl bu kadar çok kişiye ulaşabiliyorlar?
İnstagram'da Takipçi Arttırmak İçin Yapmanız Gerekenler
En başta ne kadar takipçiye ulaşmak istediğinize karar vermelisiniz. Kimine göre 10 bin kimine göre 50 bin kimine göre 100 bin hedef kitledir. Bu kitleye ulaşanlar ise daha fazlasını istiyor. Mevcut takipçi sayınız kaç olursa olsun yapmanız gerekenler bellidir. Sırasıyla instagram takipçilerinizi nasıl arttıracağınıza değinelim.
Doğal Olun: Bu maddeye diğer taktik niteliğindeki maddelerin başına koyduk ki doğallığın önemi anlaşılsın. Büyük kitlelere ulaşan hesapların çoğunda doğallıkla ilgili yorumlara rastlayabilirsiniz. Takipçiler tıpkı kendilerinden biri gibi gördükleri kişileri severler. Ayrıca bir hedefe ulaşmak için içinizden gelmeyen ve doğal akışınıza uymayan paylaşımlar yaparsanız bir yerde tıkanırsınız. Karşı taraf sizin beğeni derdinizi fark ettiğinde takip etmesi gereken bir hesap olmadığınızı düşünecektir. Doğallığınız ve enerjiniz paylaşımlarınıza geçtikçe hesabınız büyümeye başlayacaktır.
Etiketlerden Yararlanın: İnstagram kullanımında etiketleri atlamadan paylaşım yapmalısınız. Çünkü etiketler sayesinde ortak ilgi alanları olan kişiler birbirini bulabiliyor. Daha çok etiket kullanarak daha çok kişiye ulaşabilirsiniz. Ayrıca instagramda belli etiketler vardır ki onların paylaşım rekoru kırdığı düşünülüyor. Etiket örneklerine bakarsak
·        #photooftheday
·        #photography
·        #instaphoto gibi etiketler paylaştığınız fotoğrafın daha çok kişi tarafından görülmesini sağlar. Siz de kendi paylaşımınıza özgü ekstra tag kullanarak belli bir takipçi kitlesi oluşturabilirsiniz.
Etiket kullanırken bazı noktalara dikkat etmek gerekir. İş yerinizin hesabını yönetiyorsanız sırf popüler olduğu için ya da takipçi toplamak için alakasız tag kullanmanız samimiyetsizlik göstergesi olacaktır. Bu konuda daha rahat davranarak ve işinizi yansıtan etiketleri kullanarak doğal takipçi kazanabilirsiniz.
Fotoğraf Kalitesi Önemli: Biliyor musunuz, sadece fotoğraf kalitesini arttırarak bile hesabınızı büyütebilirsiniz. İnstagramın en bariz özelliği fotoğraf paylaşımıdır. Paylaştığınız fotoğraflar ne denli kaliteli olursa o kadar beğeni toplayacaktır.

Yukarıdaki bilgilerden yola çıkarak konuyu özetleyecek olursak bir ilgi alanınız olmalıdır. Yaptığınız paylaşımlar da bu doğrultuda seçilmelidir. Konu ile ilgili etiket kullanmayı ihmal etmezseniz daha çok kişiye ulaşarak çevrenizi genişletebilirsiniz. Son olarak da fotoğraflarınızı kaliteli bir makineyle çekmelisiniz. Ya da cep telefonunuzla çekim yaparken ışığı iyi ayarlayarak yaptığınız paylaşımlarla beğeni toplayabilirsiniz.

Bebeklerde Beslenme Nasıl Olmalı?

Bebeklerde Beslenme
Bebeklerde Beslenme Nasıl Olmalı

Bebeklerde beslenme konusu ilk kez anne olanların ilgiyle araştırdığı bir konudur. Yeni doğmuş bir bebeğin karnının nasıl doyacağı ve hangi gıdaları alacağı konusunda anneler gereken bilgiye sahip olmalıdır. Çünkü bebeklerin sindirim sistemleri yetişkinler gibi gelişmiş değildir ve kolay hazmedemezler. Bu nedenle beslenme şekilleri sınırlıdır. İlk 6 ay ve sonraki 6 ay farklı şekillerde beslenirler.
İlk 6 Ayda Bebeklerde Beslenme
Bebeklerin ilk 6 ayda nasıl besleneceğini ele alırken öncelikle doğum sonrası ilk anlara kadar gitmek gerekir. Yeni doğan bir bebeğin ilk yarım saat içinde anne göğsünden emmeye başlaması gerekir. Anne o sırada kendinde olmayabilir. Ama aileden birileri bu konuda anneye yardımcı olmalı ve bebeğin annesini kolayca emmesi sağlanmalıdır. Anne memesinden ilk defa çıkan bu süte "kolostrum" adı verilmekte ve halk arasında "ağız" diye bilinmektedir. Bu süt bebeğin genel sağlığı ve sindirim sistemi açısından oldukça önem taşımaktadır. Ayrıca bebeğin ilk yarım saatte anne memesiyle buluşması onun anne ile bağını güçlendirmekte ve emmeye alışmasında etkili olmaktadır.
Bebekler 6 ay boyunca ek gıda almaksızın yalnızca anne sütüyle beslenmelidir. Anne sütü yeterliyse doğru olan sadece emerek beslenmesidir. Bu süreçte bebeğe su bile verilmeyeceği biliniyor. Çünkü anne sütünün içeriği bebeğin su ihtiyacını yeterince karşılamaktadır. Ayrıca her geçen dönemde bebeğin ihtiyacına göre anne sütünün içeriğinin değişmesi de mucizevî bir durum olarak karşılanmaktadır.


Bebeklerde Beslenme
Bebeklerde Beslenme Nasıl Olmalı

Bebeklerde İlk 6 Aydan Sonrası
Anne sütü yeterli ise bebeğe 6 ay boyunca başka gıda verilmez. Ama 6 aydan sonra uzmanlar ek gıdalara yönelmeyi önermektedir. Bu dönemde bebeğe su da verilmeye başlanacaktır(ilk dönemde anne sütünün yeterli olmadığı durumlarda bebeğe ek gıda olarak mama da verilmektedir.) Verilen gıdalar katı gıdalara geçiş aşamasına uygun olmalıdır. Daha çok sıvı gıdalarla yeni beslenme şekli oturtulmaya çalışılmalıdır. 1 yaşından sonra ise katı gıdalara yavaşça geçilmeye başlanmalıdır.
Anne ile Bebek İletişimi ve Emmenin Önemi

Annenin bebeğini emzirmesi sadece fiziksel bir aktivite olarak görülmemelidir. Bebekler annelerini emerken tenleri temas ettiğinden ondan güven almaktadır. Ağladığında anne tarafından kucaklanmak bebeğin güven kazanması için son derece önemlidir. İlk 1 yılda bebeğin anne tarafından ilgi görmemesi ya da ağladığında kucağa alınmaması onun ileride çevreye karşı güven duymayan bir birey olmasına sebep olmaktadır. Psikolojide "Temel güvene karşı güvensizlik" diye adlandırılan bu dönemde bebeğin annesini emerken aslında kişisel gelişimi için de önemli bir davranış sergilendiği unutulmamalıdır.

Bahçe Dekorasyon Fikirleri

Bahçe Dekorasyon Örnekleri
Bahçe Dekorasyon Örnekleri

Bahçeli bir evde yaşamak çoğu kişinin hayalidir. Eğer sizin de bahçeli bir eviniz varsa şanslı kişilerdensiniz diyebiliriz. Günümüzde apartmanın dışında nefes almak için her durumda bahçe bulunamayabiliyor. Bu ihtiyacınızı belki bir yürüyüş alanında, bir parkta gideriyorsunuz. Ama eviniz müstakil ve bahçeliyse size orada kocaman bir hayat sunulmuş gibi oluyor. İş dışında kalan zamanları bahçede dinlenerek geçirmenin keyfi tartışılmaz elbette. Ya da yazın sıcaktan bunaldığınızda bahçenize kurduğunuz çardağın altında keyif yapabiliyorsunuz. Durum böyle olunca arınma ortamı gibi görülen bahçelerin dizaynı da önemli hâle geliyor.
Küçük Bahçelerin Dekorasyonu
Bahçeli ev dedik de hepsi de aynı büyüklükte olmuyor. Bazen şirin ve küçük bahçelerin dekorasyonu için tüyoya ihtiyaç duyulabiliyor. Çünkü küçük bahçelere her şeyi alıp yerleştiremezsiniz. Işıkları her yere koyamazsınız. Öncelikle her bahçede olması gerektiği gibi bahçe kapısına ışıklandırma yapmalısınız. Gelen misafirleriniz için faydalı olacaktır. Bahçe küçük olduğundan çok fazla mobilya ile donatamazsınız. Ama masa ve sandalye takımı alarak bir çardak kurdurabilirsiniz. Yazın misafirlerinizi burada ağırlayarak hoş sohbetli anlar yaşayabilirsiniz. Çardağın ışıklandırması, kaliteli ve rahat bir muhabbet ortamı için önemlidir. Bu nedenle bahçe fenerlerinden yeterince faydalanmanızı öneririz.
Evin bahçeye açılan kapısının iki yanına da aplikler koyabilirsiniz. Bitki olarak da bahçenizin genişliğine uygun bitkiler seçmelisiniz.
Bahçe Dekorasyon Fikirleri
Bahçe Dekorasyon Örnekleri

Büyük Bahçeli Ev Dekorasyonu
Bahçeli bir eviniz varsa ve bahçeniz yeterince geniş bir alana yayılmışsa çok şanslısınız demektir. Bir o kadar da detaylara dikkat etmeniz gerekir. Büyük bahçeli evler için peyzaj yardımı alınabilir. Siz kendi zevkinizi de yansıtabilirsiniz. Öncelikle oturma alanı iyi belirlenmelidir.
Işıklandırma: Bahçe kapısından oturma alanına yani çardağa kadar olan alan uzak ise dekorasyona uygun taşlardan yararlanarak ışıklı bir yol yapmalısınız. Böylece misafirleriniz rahatça yolu bulabilecektir. Ağaç ve bahçe fenerleri ile renkli ışıklar da koyabilirsiniz ama en önemli ihtiyacınız yerlerde bodur vaziyette duran ya da daha büyüklerini de tercih edebileceğiniz bahçe lambalarıdır. Bu lambalar genelde güneş enerjisi ile çalıştığından ekonomiktir.  
Mobilya: Bahçenize mobilya seçerken rattan, ağaç ya da plastik seçebilirsiniz. Rattan bir çeşit örme bitki ürünüdür. Ağaç mobilyalar ise ortama en çok yakışan en doğal ama bir o kadar da kullanımı zor olan mobilya türleridir. Çünkü belli dönemlerde özel bakım gerektiriyor. Bakımını yapmadığınızda ağaç mobilyalar yıpranabiliyor.
En kullanışlı mobillya çeşidi plastik mobilyalardır. Çünkü yağmur yağdığında almanıza gerek kalmıyor. Yıpranma sorunu ile karşılaşılmıyor. Hatta bunların rattan görünümlüleri ve farklı renkleri de mevcut olduğundan oldukça tercih edilen ürünlerdir.
Bitkiler: Bahçenize uygun bitkiler seçmeye dikkat etmelisiniz. Eğer büyük bir bahçeniz varsa kalabalık görünümlü ve gür bitkileri tercih edebilirsiniz. Özellikle her mevsim yeşil kalan ağaçları seçerseniz kışın da bahçenizden istifade edebilirsiniz. Kış gelince bahçenizde tek bir yeşil yaprak kalmazsa üzülebilirsiniz. Hatta yapay ağaç modellerinden de satın alabilirsiniz. Bu bilginin yanında daha az su isteyen bitkileri seçmenizi de öneririz. Çünkü büyük bahçelerin bakımı zordur ve her gün yetişemeyebilirsiniz. Ayrıca tatile ya da seyahate gitme durumunuzda koskoca bahçeyi bırakacak biri yoksa, yardımcınız bulunmuyorsa üzülebilirsiniz. Uzun süre susuzluğa ve kuraklığa dayanıklı olan bitkilerle hem daha yeşil hem de ekonomik bir bahçeniz olacaktır.

Yukarıdaki bilgileri toparlayacak olursak iyi bir bahçe düzeni için mobilyaların seçimi, ışıklandırma ve bitki seçimi son derece önemlidir.

KARADAĞ GEZİLECEK YERLER

Karadağ
Karadağ Gezilecek Yerler

Yazın en yoğun ve en sıcak zamanlarında güzel bir tatil geçirmek için Avrupa ülkelerine gitmek ister misiniz? Hem bir Avrupa ülkesi olsun hem de vize gerektirmesin. Üstelik doğası, yeşilliği ve sakin kıyıları ile dingin ve huzurlu bir tatil geçirmenize hizmet etsin.
Karadağ, Avrupa'da yer alan ve vizesiz gidebileceğiniz üstelik de kısa bir yolculukla varabileceğiniz ülkeler arasında yer alır. Tatilinizi Dalmaçya kıyılarına yakın olan ve doğallığını hâlâ koruyan bu güzel ülkede geçirmek için valizinizi alıp hemen yola koyulabilirsiniz.
Karadağ'a Nasıl Gidilir?
Karadağ, yukarıda da belirttiğimiz gibi ülkemiz ile anlaşması olan ve vize istemeyen bir ülkedir. Bu sebeple gitmeden önce ilk yapmanız gereken kalacağınız oteli önceden belirlemek ve rezervasyon yaptırmaktır. Karadağ'ın ilginç tarihî binalarında, şato görünümlü yapılarda konaklamayı seçebilirsiniz. Daha sonra yanınıza seyahat sırasında ihtiyacınızı karşılayacak miktarda para almalısınız. Çünkü yetkililerin sıkı denetiminden geçerken ülkeye giriş amacınızı net olarak belirtmeniz beklenir. Verilen süre boyunca tatilinizi rahatça yapabilmek adına bu konulara dikkat etmenizi öneririz.
Nereleri Gezebilirsiniz?
Karadağ
Karadağ Gezilecek Yerler

Adriyatik denizinin kıyısında yer alan; Bosna, Sırbistan ve Kosova gibi ülkelere komşu olan Karadağ'ın zengin doğasıyla tanışmaya hazır olun.
Budva: İlk olarak Budva şehrinden başlayalım. Budva bu ülkedeki turizm hareketliliğinin en yoğun olduğu bölgelerden biridir. Hatta görüntüsü ve dokusuyla Miami'ye benzetilir. Plajları, denizi ve sahili ile ünlü olan şehir pek çok ülkeden turist çekiyor ve insanlar gerek deniziyle gerek eğlence hayatıyla tatilin tadını çıkarıyor.
Podgorica: Podgorica Karadağ'ın başkentidir. Ülke genel olarak dağlık bir bölgede olmasına rağmen Podgorica son derece düzlük bir alanda yer alır. Aslında burada gezilecek çok yer bulunmuyor. Camiler ve saat kulesini gezebilirsiniz. Gezintinizin tarihî kısmını tamamlayıp dilerseniz diğer eğlence mekânlarında vakit geçirmeyi deneyebilirsiniz. Fakat kıyı şehirleri kadar meşhur ve ilgi çeken bir yer değildir.
Kotor: Kotor, UNESCO'nun dünya mirası listesinde yer alır. Doğal ve tarihi güzellikleriyle, deniziyle görenleri kendine hayran bırakan bir kıyı şehridir. Limanları, yeşil ve mavinin birleştiği doğal görünümüyle, Orta Çağ Dönemi'ndeki mimariyi anımsatan yapılarıyla gezip görülesi bir yerdir.
Perast: Perast da UNESCO dünya mirası listesinde yer alır ve Kotor'a çok yakın bir mevkide bulunur. Aslen küçük bir kasaba olan Perast'ın etkileyici bir mimarisi ve doğal güzellikleri vardır.
Tivat: Tivat, Karadağ'ın en hareketli şehirleri arasında yer alıyor. Kıyı şehri olması nedeniyle her mevsim hareketini sürdüren ve ziyaretçi çeken bir şehirdir. Bu şehirde tarihî yapılara da sıkça rastlıyorsunuz. Gitmişken Buca Lukovic Sarayı, Roko Meydanı gibi tarihi mekânları ziyaret edebilirsiniz. Etraftaki küçük köylerde geleneksel etkinliklerle karşılaşırsanız bu etkinliklere eşlik ederek ilginç hatıralar biriktirebilirsiniz.

Ayrıca kalan vaktinizde Zabljak'ta bulunan Tara Kanyonunu ve Ulusal Parkını ziyaret edebilirsiniz. Bunların dışında Ulcinj, Çetinje ve Bar da diğer gezilip görülecek yerler arasında yer alır.

22 Şubat 2018 Perşembe

Hayatımızdaki Dönüm Noktaları

30 yasindan sonra meslek degistirmek
Hayatımızdaki Dönüm Noktaları

Hayatımızda dönüm noktaları vardır. Bu dönüm noktaları kiminin aydınlanma zamanını ifade eder. Kimisi ise bu zamanların hiç farkına varmadan yaşayıp gider. Kendini bilmeyen, kendini tanıma gibi bir çaba içinde olmayan insanlar bu dönüp noktalarını kaçırabilirler. Bu da demek oluyor ki hayatın onlara sunduğu yeni fırsatlardan hiç değmeden geçip giderler.
Kimi insanlar vardır. 20 yıl aynı işte çalışmış, 20 yıl aynı yoldan gelip gitmiştir. Onlardaki bu azmi ve istikrarı görüp de imrenmemek elde değil tabi. Büyük bir başarı. Herkesin yapamayacağı kadar tekdüze bir hayat. Belki de çevrenin görünmez psikolojik baskıları sonucu oluşmuş düşünce kalıpları. Düzenli bir hayat, onların istediği zamanda evlilik, onların istediği zamanda çocuk sahibi olmak ve tabii ki onları tatmin edecek ve uzun süre devam eden bir işte çalışıyor olmak. Gördüğünüz gibi sanki her şey onlar için. Sizin kişiliğinizin bir değeri kalmamış gibi.
Dönüm Noktaları Son Şansımız Olabilir
Hayatımızdaki dönüm noktaları uzmanlara göre 20-25 arası ve 30-35 yaş arasıdır. Bu rakamlar esnetilebilir. Ama genel mantık bu şekilde yürümektedir. Bu dönemlerde bireyler kendi hayatlarını sorgulamaya başlarlarmış. En çok da iş hayatlarını ve tabii ki kişiliklerini.
·        Gerçekten bu işi mi yapmak istiyorum?
·        Gerçekten bu hayatı mı yaşamak istiyorum?
·        Gerçekten bu ortamda mı hayat sürmek istiyorum?

 Bunları soran birinin içine çoktan kurt düşmüştür bile. Meslek seçimi yaparken son derece idealist miydiniz? Yoksa ‘Aman, üniversiteye gideyim de şu çevre baskısından bir kurtulayım. Üniversite üniversitedir nasılsa. Kafam rahat. Bir süre bu şekilde idare ederim.’ mi dediniz.
 Mezuniyete doğru iş ciddiye binmeye başlar. Artık ciddi adımlar atmanız gerekiyordur. Mesleğinizle ilgili içinizde şüpheler birikmeye başlar. ‘Ama bu kadar okudum, boşa mı gitsin?’lerden kurtulamazsınız. Kendinizi zorlayarak iş hayatına atılırsınız. Bir süre problemlerle boğuşup bir yerde pes edersiniz. Yeter, dersiniz. Yeter, bir sorun var. Başkalarında olmayan bir sorun. Ben bu mesleği benimseyemiyorum. Sevemiyorum. Kendimi buraya ait hissetmiyorum. Yaşınız 30 olmuştur artık. Bu yaştan sonra meslek mi değiştirilir. Millet ne der? Ya başarısız olursam. Üstelik işimden ayrılırsam yeni bir iş de bulamayabilirim. Korkular, korkular… Size de tanıdık geldi mi? Eğer siz de aynı süreçten geçtiyseniz ya da geçiyorsanız birkaç öneri paylaşmak isterim.
Hobilerinizi Gözden Geçirin
Yaptığınız işte mutlu değilseniz sebeplerini iyi düşünün.
Yeterli Donanım: İlk sebebi işinizle ilgili yeterli donanıma sahip olmamanız olabilir. Yani meslekî eksiklikler sizi meslekten soğutabilir. Bunun farkına varıp işinizde iyi bir noktaya gelirseniz belki fikriniz değişebilir.
Hobileriniz: Neyi seviyorsunuz? Nelerden hoşlanıyorsunuz? Ömür boyu yapmak isteyeceğiniz neler var? Düşündükçe içinizde heyecana sebep olan ve kalbinizi ateş gibi yakan, tutkuyla istediğiniz bir iş var mı? Eğer varsa sizin hayatınızın mesleği olabilir. Sevdiğiniz işi yaparak çalışma sendromundan kurtulabilirsiniz. Yaşadığınız mutsuzluk ve tükenmişlik de sona erebilir.
Sevdiğiniz İş ile İlgili Deneyiminiz Var mı?: Tamam, sevdiğiniz işi yapın ama 30 yaşından sonra meslek değiştirmek ya da eğitim aldığınızın dışında bir mesleğe geçiş yapmak kolay değildir. Bunun için birden bire işinizden ayrılmak yerine önce biraz donanım sahibi olmayı deneyin. İşinizle birlikte yeni bir deneyim kazanmak zor olacaktır. İkisini birlikte yürütmek sizi zorlayabilir. Bu yeni hayatı ne kadar istediğinizi de o anki azminiz gösterecektir.
Ya İşsizseniz?: Mevcut bir işiniz varsa konforunuzu bozup yeni bir hayata ve maceraya atılmak zor gelebilir. Bu nedenle önce biraz tecrübe biriktirmenizi önerdim. Ama ya işsizseniz? İşsizseniz zaten çok da fazla seçeneğiniz yok. Uzun süre deneyimli olduğunuz alanda bir iş bulamadıysanız ve mevcut işinizin sizin kaderiniz olmadığını düşünmeye başladıysanız seçenekleri çoğaltabilirsiniz. Yani meslek değiştirmeyi ciddi ciddi düşünebilirsiniz. Ama bunun için de biraz çaba sarfetmek gerekeceğinden öncelikle kararlı olmalısınız. Sonra madem işsizsiniz geçici bir iş bulabilirsiniz. İnsanların ne düşündüğü önemli değil. Önemli olan kimseye muhtaç olmayacak kadar bir iş bulmanız. Sonrasında hep o hayalini kurduğunuz mesleğe nasıl geçiş yapacağınızı düşünün. Geçici işlerle birikim yapmaya çalışırken masraflarınızı da kısmaya çalışın. Gerekirse bir süre eskisinden daha az bir maaşla çalışmayı kabul edin. Hedefinize giden yol sandığınızdan daha zorlu olabilir.
Kolayı Var: Hayalinizdeki meslek ve hobilerinizle ilgili kolayı var. Diyelim el sanatları ile ilgili yetenekleriniz var. Bir şeyler üretiyorsunuz. O zaman düşük maliyetlerle bunu değerlendirebilirsiniz. Nasıl sistemli hâle geçirebileceğinizle ilgili araştırma yapabilirsiniz.
Bütün bunları 20 ile 35 yaş arasında yapabilirsiniz. Ama söylemesi kadar başarması kolay değil. Herkesin aynı cesareti gösterebileceğini sanmıyorum.
İkinci Şansınızı İyi Değerlendirin
Birden fazla hobiniz ve yapmaktan hoşlandığınız işler olabilir. ama bunların hepsini ikinci mesleğiniz yapamazsınız. Çünkü bazılarını çok seversiniz ama haftada bir iki saat oyalanacak kadardır. Bazıları vardır ki hiç bırakmak istemezsiniz. İşte bu hiç bıkmadan yapabileceklerinizi iyi seçmelisiniz.
Başka bir detaya daha dikkat etmelisiniz. O da karakteriniz. Kimileri yıllarca aynı pozisyonda ve bir ofis ortamında çalışmaya meyilli iken kimileri de daha hareketli bir yapıya sahiptir. Bir ofisten çalışma hayatını sürdürmek istemeyenler bol bol seyahat edebileceği, en azından gün içinde hareket edebileceği meslekler seçmelidir. Halkla ilişkiler, reklam, medya gibi sektörler onlar için daha uygundur.
İşte kafanızdaki bazı soru işaretlerine göre belli başlı problemler ve cevapları. Ya artık çok geç dersiniz. Ya da her şeye rağmen bir şansım daha var. Bundan sonra mutlu olacağım işi yapmak ve mutlu olacağım bir hayat tarzı sürmek istiyorum dersiniz. Seçim sizin.
Ayşe OKTAY #makalesec #yazargibiyim